Rakipler
(Avusturya) Schoengger Christina
(Bulgaristan) Iliyana Eneva
(G. Kıbrıs) Stavroulla Iosifaki
(Danimarka) C. Sandra Bolgan
(Gürcistan) Beridze Nino
(Almanya) Sumeyye Manz
(Macaristan) Barbara Ducz
(Irlanda) Jennifer Hurley
(Israil) Anna Mirkin
(Italya) Mastrantoni Federica
(Monako) Anouk Pauline Doria
(Rusya) Kristina Kim
(Ispanya) Brigida Yagüe Enrique
(Isveç) Zajc Hanna
(Ukrayna) Soroka Ganna
28 Ocak 2012 Cumartesi
Şampiyon Bahri, 2012 Londra'da
2012 Londra Olimpiyatları Avrupa Kıta Elemeleri Müsabakaları, Rusya'nın Kazan şehrinde 27-29 Ocak 2012 tarihleri arasında yapılıyor.
![]() Milli Takımlar Teknik Direktörü Ali ŞAHİN | |||
![]() Rukiye Yıldırım 49 KG 1. Tur Schoengger, Christina (AUT) 4-2 Çeyrek Final Soroka, Ganna (UKR) 3-4 Bütün Maç Sonuçları (PDF) | ![]() Bahri Tanrıkulu +80 KG 1. Tur Maç yapmadan geçti. Çeyrek Final Pascal Gentil (FRA) 7-6 Yarı Final Trajkovic, Ivan (SLO) 5-4 FinalMolfetta, Carlo (ITA) 0-0 Bütün Maç Sonuçları (PDF) Rakipler (Avusturya) Decker Christoph (Azerbaycan) Tavakgul Bayramov (Bosna Hersek) Isakovic Mufid (G. Kıbrıs) Antreas Stylianou (Danimarka) Asidah Zakaria (Finlandiya) Teemu Heino (Fransa) Pascal Jentil (Gürcistan) Osidze Loseb (Macaristan) Balsazs Toth (Italya) Molfetta Carlo (Slovakya) Kaliska Tomas (Slovenya) Ivan Trajkovic | ![]() Nur Tatar 67 KG 29.01.2012 Kura Listesi (PDF) Rakipler (Belarus) Belanouskaya Vikoryia (Bosna Hersek) Ortas Emina (Çek Cum.) Siona Hradilova (Gürcistan) Gagnidze Iana (Almanya) Helena Fromm (Yunanistan) M. Elisavet (Izlanda) S.Hvanndal Magnusdottir (Luksemburg) Schmit C. Marie (Moldova) Latus Iulia (Hollanda) Reshmie Oogink (Polonya) Katarzyna Wieczorek (Slovenya) Franka Anic (Isviçre) Klaey Nina |
Kazan şehrindeki Savaş Sanatları Merkezi (Palace of Martial Arts - "Ak Bars") nde yapılacak olan müsabakalar, tek maç üzerinden eleme usulüne göre oynanacak ve ilk üç dereceye giren sporcular, ülkelerini, 2012 Londra Olimpiyatları'nda temsile hak kazanacaklar. Elemelere 39 Avrupa ülkesinden 119 sporcu katılıyor. Bu sporcular içinden 24'ü Londra 2012 Olimpiyatları'na gidecek. Bütün dünyada yapılan elemelerin sonucunda toplam 128 taekwondocu 8-11 Agustos 2012 tarihleri arasında olimpiyat rüyasını yaşayacak
Erkeklerde 58, 68, 80 ve +80 kilogram, bayanlarda ise 49, 57, 67 ve +67 kilogram sıkletlerinde mücadele edecek sporcular, ikişer dakikalık üç round üzerinden müsabakalara çıkacaklar.
Olimpiyatlara taekwondo dalında her ülke maksimum 4 sporcu gönderebiliyor. Servet Tazegül daha önce olimpiyat vizesi aldığı için Türkiye, bu elemelere 3 sporcu ile katılıyor. Bayanlar 49 Kg'da Rukiye Yıldırım, bayanlar 67 Kg Nur Tatar ile erkekler +80 Kg'da Bahri Tanrıkulu'ndan oluşan A Milli Takımın başında, Milli Takımlar Teknik Direktörü Ali Şahin yer alıyor.
Şampiyonanın ilk gününde (27 Ocak Cuma) 49 Kg'da Rukiye Yıldırım, ikinci gününde (28 Ocak Cumartesi) + 80 Kg'da Bahri Tanrıkulu mücadele edecek. Son gün olan 29 Ocak Pazar günü ise 67 Kg'da Nur Tatar olimpiyat vizesi arayacak.
Erkeklerde 58, 68, 80 ve +80 kilogram, bayanlarda ise 49, 57, 67 ve +67 kilogram sıkletlerinde mücadele edecek sporcular, ikişer dakikalık üç round üzerinden müsabakalara çıkacaklar.
Olimpiyatlara taekwondo dalında her ülke maksimum 4 sporcu gönderebiliyor. Servet Tazegül daha önce olimpiyat vizesi aldığı için Türkiye, bu elemelere 3 sporcu ile katılıyor. Bayanlar 49 Kg'da Rukiye Yıldırım, bayanlar 67 Kg Nur Tatar ile erkekler +80 Kg'da Bahri Tanrıkulu'ndan oluşan A Milli Takımın başında, Milli Takımlar Teknik Direktörü Ali Şahin yer alıyor.
Şampiyonanın ilk gününde (27 Ocak Cuma) 49 Kg'da Rukiye Yıldırım, ikinci gününde (28 Ocak Cumartesi) + 80 Kg'da Bahri Tanrıkulu mücadele edecek. Son gün olan 29 Ocak Pazar günü ise 67 Kg'da Nur Tatar olimpiyat vizesi arayacak.
1. GÜN - 27 Ocak 2012
Şampiyonanın birinci gününde sporcumuz Rukiye Yıldırım 49 Kg'da mücadele etti. İlk turda Avusturyalı rakibini 4-3 yenen Rukiye, ikinci turda Ukraynalı Soroka, Ganna'ya 3-4 yenilerek olimpiyat vizesini alamadı.
İlk günde erkekler 58 Kg ve bayanlar 49 Kg maçları yapıldı. Bayanlar 49 Kg'da, İspanyol Brigitte Yagüe Enrique birinci, Alman Sumeyye Manz ikinci ve Rus Kristina Kim üçüncü olarak, erkeklerde ise, 58 Kg'da Rus Alexey Denisenko birinci, İspanyol Joel Gonzalez Bonilla ikinci ve İsveçli Sanli Uno üçüncü olarak olimpiyat vizesini aldılar.
2. GÜN - 28 Ocak 2012
Şampiyonanın ikinci gününde sporcumuz Bahri Tanrıkulu +80 Kg'da mücadele etti. İlk turu maç yapmadan geçen sporcumuz, çeyrek finalde iki olimpiyat madalyalı, 1995 yılında Dünya İkincisi olan ve 3 Avrupa, 15 kez de Fransa Şampiyonluğu bulunan Fransız Pascal Gentil'i 7-6 yenerek adını yarı finale yazdırdı.
Yarı finalde de rakibi 2009 Gençler Avrupa Şampiyonu Sloven Trajkovic, Ivan'ı 5-4 yenen Bahri, finale yükselerek 2012 Londra Olimpiyatları'na gitmeye hak kazandı. Finalde 2010 yılının Avrupa Şampiyonu, 2011 yılının dünya üçüncüsü İtalyan Molfetta, Carlo havlu atınca Bahri Tanrıkulu şampiyonluğunu ilan etti.
İkinci gün maçlarının ardından; +80 Kg erkeklerde, Bahri Tanrıkulu birinci olurken, İtalyan Carlo Molfetta ikinci, Sloven İvan Trajkovic üçüncü olarak, 68 Kg erkeklerde, Sırp Fejzic, Damir birinci, Polonyalı Loniewski, Michal ikinci, Ukraynalı Husarov, Hryhorii üçüncü olarak, 57 Kg Bayanlarda ise Sırp Gladovic, Dragana birinci, Fin Mikkonen, Suvi ikinci, Fransız Harnois, Marlene üçüncü olarak Londra 2012'ye gitmeye hak kazandılar.
Şampiyonanın birinci gününde sporcumuz Rukiye Yıldırım 49 Kg'da mücadele etti. İlk turda Avusturyalı rakibini 4-3 yenen Rukiye, ikinci turda Ukraynalı Soroka, Ganna'ya 3-4 yenilerek olimpiyat vizesini alamadı.
İlk günde erkekler 58 Kg ve bayanlar 49 Kg maçları yapıldı. Bayanlar 49 Kg'da, İspanyol Brigitte Yagüe Enrique birinci, Alman Sumeyye Manz ikinci ve Rus Kristina Kim üçüncü olarak, erkeklerde ise, 58 Kg'da Rus Alexey Denisenko birinci, İspanyol Joel Gonzalez Bonilla ikinci ve İsveçli Sanli Uno üçüncü olarak olimpiyat vizesini aldılar.
2. GÜN - 28 Ocak 2012
Şampiyonanın ikinci gününde sporcumuz Bahri Tanrıkulu +80 Kg'da mücadele etti. İlk turu maç yapmadan geçen sporcumuz, çeyrek finalde iki olimpiyat madalyalı, 1995 yılında Dünya İkincisi olan ve 3 Avrupa, 15 kez de Fransa Şampiyonluğu bulunan Fransız Pascal Gentil'i 7-6 yenerek adını yarı finale yazdırdı.
Yarı finalde de rakibi 2009 Gençler Avrupa Şampiyonu Sloven Trajkovic, Ivan'ı 5-4 yenen Bahri, finale yükselerek 2012 Londra Olimpiyatları'na gitmeye hak kazandı. Finalde 2010 yılının Avrupa Şampiyonu, 2011 yılının dünya üçüncüsü İtalyan Molfetta, Carlo havlu atınca Bahri Tanrıkulu şampiyonluğunu ilan etti.
İkinci gün maçlarının ardından; +80 Kg erkeklerde, Bahri Tanrıkulu birinci olurken, İtalyan Carlo Molfetta ikinci, Sloven İvan Trajkovic üçüncü olarak, 68 Kg erkeklerde, Sırp Fejzic, Damir birinci, Polonyalı Loniewski, Michal ikinci, Ukraynalı Husarov, Hryhorii üçüncü olarak, 57 Kg Bayanlarda ise Sırp Gladovic, Dragana birinci, Fin Mikkonen, Suvi ikinci, Fransız Harnois, Marlene üçüncü olarak Londra 2012'ye gitmeye hak kazandılar.
27 Ocak 2012 Cuma
KanalTürk Ekranında Dev Maç I BADR HARİ – GÖKHAN SAKİ
K-1 Kick Boks finallerinde Türk dövüşçümüz Gökhan Saki- Badr Hari'yle karşılaşacak... Bu maç kaçmaz..
28 OCAK CUMARTESİ 22.30’DA KANALTÜRK EKRANINDA DEV MAÇ…
BADR HARİ – GÖKHAN SAKİ
Kıck Box’un iki dev ismi 28 ocak cumartesi akşamı son kez karşılaşıyor…
Türk sporseverlerinde aylardır beklediği Badr Hari – Gökhan Saki mücadelesi canlı olarak Kanaltürk’te ekranlara gelecek...
Bu karşılaşmayla Kıck Box kariyerine nokta koyacak olan Badr Hari bundan sonra profesyonel boksta mücadele edecek…
Hari’nin veda maçındaki rakibi ise Kıck Box’ta Türkiye’nin gururu Gökhan Saki…
Bitmedi…
Hollanda’dan canlı yayınlanacak gecede birbirinden önemli tam 6 karşılaşma Kanaltürk ekranlarında olacak...
Michael Duut - Anderson Silva
Harut Grigorian - Chris Ngimbi
Errol Zimmerman - Rico Verhoeven
Murat Direkçi - Robin van Roosmalen
Daniel Ghita - Hesdy Gerges
Gökhan Saki - Badr Hari
25 Ocak 2012 Çarşamba
*Badr harı VS Gökhan saki *Tyrone spong VS Melvin manhoef *Daniel ghıta VS Hesdy derges it's showtime gecesini kaçırmayın...
*Badr harı VS Gökhan saki
*Tyrone spong VS Melvin manhoef
*Daniel ghıta VS Hesdy derges
it's showtime gecesini kaçırmayın...
23 Ocak 2012 Pazartesi
Murat Kazgan ve Kafes Dövüşü
Kafes dövüşü, bir gün Türkiye’de futbolun önüne geçecek
Bir defa izleyen, kesin müdavimi oluyor.
Bir kafeste iki adam...
Kıyasıya dövüşüyor.
Karşısındakine “pes” dedirtene kadar...
Sporun adı MMA... Yani Karma Dövüşler Sanatı...
Murat Kazgan bu sporun Türkiye’deki en ünlü temsilcisi... PlayStation oyunu sayesinde MMA ile tanışıyor. Uluslararası müsabakalarda Türkiye’yi temsil eden ilk kişi olmakla kalmıyor, memleketin kafes dövüşü ile tanışmasına da ön ayak oluyor. Şimdi 15 Ocak’ta Las Vegas’ta gerçekleşecek olan MMA Dünya Şampiyonası’na katılacak 16 yarışmacıdan biri... Hedefi altın kemeri beline takmak ve 1 milyon dolarlık para ödülüne uzanmak... Kendisini antrenman yaptığı spor salonunda yakaladım...
* Kafes dövüşü nedir?
Asıl adı MMA. Yani Karma Dövüşler Sanatı... Boks, güreş, judo, kick boks, thai boks, Brezilya yer dövüşü gibi sporlar bir arada yapılıyor. Çok eski bir geçmişi yok, Uzak Doğu Sporları gibi bir felsefesi de yok. Amerika’da 90’lı yıllarda başlamış. Hangi dövüş sporunun daha iyi olduğuna dair her zaman sporcular arasında bir çekişme vardır. Bir gün Amerika’da bunu test etmek için uluslararası bir turnuva düzenlemişler. Boksörler, güreşçilerler, judocular, kick boksçularla karşı karşıya gelmiş. Ancak kimse birbiriyle yenişememiş. MMA o gün çıkmış. Anlamışlar ki iyi bir dövüşçü olmanın tek yolu, tüm dövüş sporlarını bilmek...
* Niye kafeste yapılıyor peki?
Kafes biraz işin görselliği... Kafesin içinde dövüşünce tarafların üzerinde daha büyük bir psikolojik baskı oluyor. Oradan çıkamayacağınızı biliyorsunuz. Bu da izleyenlerin nezdinde maçı daha heyecanlı kılıyor. Dövüşürken rakibinizin kafasını kafese sıkıştırabiliyorsunuz. Yani kafes ekstra bir teknik de katıyor. Aslında ringde de yapılabilen bir spor.
* Profesyonel olmak için nasıl bir eğitim gerekiyor?
En az üç dövüş dalında uzman olmak gerekiyor. Dünya şampiyonu bir boksör olmanız MMA yapmanıza yetmez. Güreşçi gelip yere düşürürse nakavt olursunuz.
* Kuralları nedir?
Boksun raundları üç dakika, bizimki beş dakika. Boksta maç 12 raunda kadar uzayabiliyor, bizde üç... Boks gibi ayakta dövüşmeye başlıyoruz ama güreş gibi yerde devam edebiliyoruz. Şampiyonluk maçıysa, yani kemer için sahaya çıkıyorsanız maçlar beş raunddan beşer dakika oluyor. Yerde vuruş, rakibin nefesini keserek pes ettirmek, ya da ayaktayken sert bir yumrukla yere düşürüp bayıltmak serbest. Rakipler bu şekilde yenişemezse maç hakem kararıyla biter.
* Pes ettiğiniz durumlar oldu mu?
Uzun zamandır yenilgi yüzü görmüyorum. Ama çok sakatlanıyorum. Mesela son maçıma elim kırık çıktım.
“Kafes dövüşü bir şov sporu. Bu yüzden işimizde görsellik çok önemli. Hem izleyicilerin beğenisini kazanmanız, onları sahaya çekmeniz, hem de genç dövüşçüleri özendirmeniz gerek... Vücuduma birçok dövme yaptırmamın, maça çıkmadan önce vücudumu traşlamamın nedeni bu. Saçlarını boyatan, kenarlarını kazıtan, ördüren oyuncular da var. ”
Murat Kazgan Dünya MMA Şampiyonası’nda 70 kiloda yarışacak. Forma girmek için beslenmesine çok dikkat ediyor. Günde 8 litre su içiyor, maksimum 140 gram karbonhidrat alıyor, bolca protein, sebze ve meyve tüketiyor. Mineral ve
C vitamini takviyesi yapıyor. Karaciğeri destekleyen D vitamini ve enginar özünü de ihmal etmiyor.
Aksiyon filminde oynamak isterim
* Bu tür müsabakaları Hollywood’un yakın takip ettiği de bilinir. Sizin orada keşfedilmek gibi bir derdiniz var mı?
Tabii ki öyle bir derdim yok. Ama Hollywood’un ilgi gösterdiği doğru... En son 40 milyon dolarlık bütçeyle yapılan A Takımı filminde oynayan Mr. T. lakaplı Laurence Tureaud dünyanın en ünlü MMA sporcularından biri; Rocky III’de de oynamıştı. Aynı şekilde ünlü MMA’ci, Quinton Rampage Jackson da birçok Hollywood yapımında başrol oynadı.
* İyi de sizin niye böyle bir derdiniz yok?
David Beckham’a benzetiliyorsunuz üstelik...
Evet, Beckham’a benzetenler oluyor. Benim önceliğim MMA sporunun Türkiye’de kabul görmesini sağlamak... Elbette Hollywood yapımı güzel bir aksiyon filminde rol almak isterim.
Bir defa izleyen, kesin müdavimi oluyor
* Biraz ilkel değil mi, bu spor?
Evet. Bu sporu çekici kılan da o. İki kişi karşı karşıya gelip binlerce insanın önünde dövüşüyoruz. Her şey serbest... Sadece ısırmak, saç çekmek, göze parmak sokmak gibi çirkinlikler yok. Eski çağlarda yaşasaydım, kesin gladyatör olurdum. Savaşçı bir ruhum var, dövüşmek içimde var.
* Spartacus dizisini izliyor muydunuz? O kadar vahşileşmiyorsunuz değil mi?
Yok, yok o kadar da değil. Amerika’da 70 bin-80 bin taraftarı olan bir spor bu. En önden izlemek isterseniz bilet fiyatları 10 bin dolarlara kadar çıkıyor. Seyirciyi sahaya çekmek için vahşiliğini biraz törpülediler zaten. Eskiden çıplak elle dövüşürdük, şimdi yarım eldiven giyme zorunluluğu geldi. Kafa atmak serbestti, şimdi yasaklandı.
* Nasıl bir izleyici kitlesi zevk alıyor bu spordan?
Hepimizin içinde şiddet ve vahşilik var. İzlemeye bir kez gelirseniz, müdavimi olacağınıza eminim. Amerika’nın en sevilen sporu beyzboldur. Kafes dövüşünün izlenme oranı beyzbolun yüzde 20 üstünde... MMA Türkiye’de çok yeni başladı. Bir gün futbolun bile önüne geçebilir.
* Rakibinize yumruk attınız. Adamın kaşını açtınız. Kanlar fışkırıyor ve siz dövüşe devam ediyorsunuz. Hiç rahatsız olmaz mısınız?
Yok. Kesinlikle etkilenmem. Tek amacım rakibimi yok etmek o anda... Etkilenecek insan dövüş sporu yapamaz zaten.
33 defa Türkiye şampiyonu oldum
* MMA’e nasıl başladınız?
86 doğumluyum. Biz Van Damme filmleriyle büyüdük. Chuck Noris’in karate eğitim videolarını izleye izleye karateyi öğrendim. Ayrıca gece gündüz Bruce Lee filmlerinin videolarını seyredip, evde kendi kendime uçan tekmeler atardım. Hızımı alamaz mahalledeki çocukları döverdim, okulda kavga çıkarırdım. Bizimkiler de bari bu işi sporcu olarak yapayım diye, 9 yaşında beni boksa başlattılar.
* Boksa başlayınca, mahalledeki çocuklar rahat etti mi?
Etti. İçimdeki enerjiyi ringde atmaya başladım. Sonra yanına serbest güreş eklendi. Bir süre sonra kick boks, thai boks, judo... Boks ve kick boksta milli sporcuyum. 33 tane Türkiye şampiyonluğum var.
* MMA’i nasıl keşfettiniz?
İnanmazsınız ama, MMA 2003 yılında PlayStation oyunu olarak karşıma çıktı. Tam bana göre bir spordu ve Tükiye’de yoktu. Hemen internetten eğitim DVD’lerini getirip kendi kendime çalıştım. Sonra da profesyonelleşmek için yurt dışında eğitimlere, kamplara katıldım. Türk MMA sporcusu olarak yavaş yavaş adımı duyurdum. 8 yıldan beri de bu sporu yapıyorum.
* İlk katıldığınız uluslararası turnuva hangisiydi?
2009 yılında İngiltere’de gerçekleşen büyük bir MMA organizasyonuna davet edildim. Bu Türkiye’de bir ilkti. Sonra döndüm ve Türkiye’de kendi spor okulumu kurdum. Kazgan MMA Academy adı altında... Şimdi burada yetişen birçok sporcu var. Bu sene benim takımımdan sekiz kişi profesyonel olarak hem Türkiye’de, hem uluslararası turnuvalarda Türkiye’yi temsil edecek.
* Türkiye’de organizasyon yapılmaya başladı mı?
Evet geçen sene 9 Temmuz’da Cafer Ağa Spor Kompleksinde ilk organizasyon yapıldı. 3000 kadar izleyici vardı. İlk sefere göre hiç fena bir rakam değildi.
Kuzey Güney’deki dövüş sahnelerinin kareografisi çok zayıf
* Türkiye’de dizilerden teklif geliyor mu?
Çok. En son Muhteşem Yüzyıl’dan savaşçı rolü teklifi geldi. Ama şu anda harıl harıl Dünya Şampiyonası’na hazırlandığımız için, hiçbirinin senaryosuna bile bakmadan reddediyoruz.
* Kuzey Güney dizisindeki dövüş sahnelerini nasıl buluyorsunuz?
Kıvanç’ın oyunculuğu bir kere mükemmel. Fiziği de yerinde... Dövüş sahnelerinde ise elinden gelenin en iyisini yaptığını düşünüyorum. Çünkü dövüşçü değil. Ama dövüşlerin kareografisi zayıf.
* Kuzey Güney’den teklif gelse...
Diziyi sevdiğim için, öncelikle kareograf olarak katılmak isterim, oyuncu olarak da yer almak isterim. Ama hepsi Dünya Şampiyonası’ndan sonra... O kemeri bir belimize takalım da...
İdolüm Joe Frazier
* Lakabınız Lord Pitbull. O niye?
Dövüş stilimle alâkalı. Çok agresif dövüşüyorum. Londra’da katıldığım müsabakadaki arkadaşlar taktı bu lakabı bana... Pitbull lakaplı çok dövüşçü olduğu için de “Onlar pitbullsa, sen onların lordusun” dediler.
* Bunun üzerine gidip bir pitbull mu aldınız?
Hayır. Frazier beş yıldır bende... Çocukluğumdan beri bir pitbullum olsun isterdim.
* Köpeğinize Joe Frazier’ın ismini mi verdiniz? Niye Muhammed Ali değil?
(Frazier tüm zamanların en iyi boksörlerinden biri)
Frazier tam bir dövüşçüydü; idolümdür. Muhammed Ali vur kaççıdır.
Las Vegas’ta sahaya kemeri almak için çıkacağım
* Şu Amerika’da dövüşeceğiniz yarışmadan bahseder misiniz?
MMA Dünya Şampiyonası... Las Vegas’ta 16 ülkenin sporcusunun yarıştığı, yaklaşık 40 bin seyircili bir şampiyona olacak. Eski kick boks dünya şampiyonu menajerim Birol Topuz’un kurduğu bağlantılar sayesinde katılıyorum bu şampiyonaya... Dünyanın en iyi dövüşçüsü de olsanız, iyi bir menajeriniz yoksa uluslararası turnuvalara katılamazsınız. 16 kişiden biri benim. Diğerleri de dünyanın en iyileri...
* Sizce bir şansınız var mı?
Maçlar eleme usulü olacak. 16 müsabaka var. Yani dört maçın dördünü da kazanan MMA Dünya Şampiyonu olacak. Tabii ki herkes kemeri almak için çıkacak oraya... Ben de çok iddialıyım.
* İyi de bu spor Türkiye’de çok yeni. Diğer sporcular çok daha iyi şartlarda, çok daha iyi antrenörlerle hazırlanmıyor mu?
Orası öyle... Kesinlikle eşit şartlarda hazırlanmıyoruz. Ben yurt dışından bana partner olabilmesi için parası neyse verip hoca getirtiyorum. Brezilya’dan, İsveç’ten getirttiğim MMA’cilerle çalışıyorum.
* Parayı nereden buluyorsunuz?
Spor salonundan kazandığım parayı kullanıyorum. Bir de sponsorum var. Yazıcı İnşaat’tan Oğuzhan Yazıcı...
* 1 milyon dolar para ödülü var. Para için mi katılıyorsunuz bu yarışmaya?
1 milyon dolar elbette çok güzel bir para... Ama esas hedef o kemeri almak. Bu, Türkiye için de müthiş bir turizm kapısı olacaktır. Geçen yıl Kanada’da yapılan ilk organizasyonu tüm dünyadan tam 55 bin kişi izledi.
* Parayı kazanırsanız, ne yapacaksınız?
Öncelikle her iki Yaka’ya da kafes dövüşünün yapılabileceği salonlar açacağım. Bu işi yapmak isteyen gençleri yetiştireceğim. Tüm hedefim bu.
Bir defa izleyen, kesin müdavimi oluyor.
Bir kafeste iki adam...
Kıyasıya dövüşüyor.
Karşısındakine “pes” dedirtene kadar...
Sporun adı MMA... Yani Karma Dövüşler Sanatı...
Murat Kazgan bu sporun Türkiye’deki en ünlü temsilcisi... PlayStation oyunu sayesinde MMA ile tanışıyor. Uluslararası müsabakalarda Türkiye’yi temsil eden ilk kişi olmakla kalmıyor, memleketin kafes dövüşü ile tanışmasına da ön ayak oluyor. Şimdi 15 Ocak’ta Las Vegas’ta gerçekleşecek olan MMA Dünya Şampiyonası’na katılacak 16 yarışmacıdan biri... Hedefi altın kemeri beline takmak ve 1 milyon dolarlık para ödülüne uzanmak... Kendisini antrenman yaptığı spor salonunda yakaladım...
* Kafes dövüşü nedir?
Asıl adı MMA. Yani Karma Dövüşler Sanatı... Boks, güreş, judo, kick boks, thai boks, Brezilya yer dövüşü gibi sporlar bir arada yapılıyor. Çok eski bir geçmişi yok, Uzak Doğu Sporları gibi bir felsefesi de yok. Amerika’da 90’lı yıllarda başlamış. Hangi dövüş sporunun daha iyi olduğuna dair her zaman sporcular arasında bir çekişme vardır. Bir gün Amerika’da bunu test etmek için uluslararası bir turnuva düzenlemişler. Boksörler, güreşçilerler, judocular, kick boksçularla karşı karşıya gelmiş. Ancak kimse birbiriyle yenişememiş. MMA o gün çıkmış. Anlamışlar ki iyi bir dövüşçü olmanın tek yolu, tüm dövüş sporlarını bilmek...
* Niye kafeste yapılıyor peki?
Kafes biraz işin görselliği... Kafesin içinde dövüşünce tarafların üzerinde daha büyük bir psikolojik baskı oluyor. Oradan çıkamayacağınızı biliyorsunuz. Bu da izleyenlerin nezdinde maçı daha heyecanlı kılıyor. Dövüşürken rakibinizin kafasını kafese sıkıştırabiliyorsunuz. Yani kafes ekstra bir teknik de katıyor. Aslında ringde de yapılabilen bir spor.
* Profesyonel olmak için nasıl bir eğitim gerekiyor?
En az üç dövüş dalında uzman olmak gerekiyor. Dünya şampiyonu bir boksör olmanız MMA yapmanıza yetmez. Güreşçi gelip yere düşürürse nakavt olursunuz.
* Kuralları nedir?
Boksun raundları üç dakika, bizimki beş dakika. Boksta maç 12 raunda kadar uzayabiliyor, bizde üç... Boks gibi ayakta dövüşmeye başlıyoruz ama güreş gibi yerde devam edebiliyoruz. Şampiyonluk maçıysa, yani kemer için sahaya çıkıyorsanız maçlar beş raunddan beşer dakika oluyor. Yerde vuruş, rakibin nefesini keserek pes ettirmek, ya da ayaktayken sert bir yumrukla yere düşürüp bayıltmak serbest. Rakipler bu şekilde yenişemezse maç hakem kararıyla biter.
* Pes ettiğiniz durumlar oldu mu?
Uzun zamandır yenilgi yüzü görmüyorum. Ama çok sakatlanıyorum. Mesela son maçıma elim kırık çıktım.
“Kafes dövüşü bir şov sporu. Bu yüzden işimizde görsellik çok önemli. Hem izleyicilerin beğenisini kazanmanız, onları sahaya çekmeniz, hem de genç dövüşçüleri özendirmeniz gerek... Vücuduma birçok dövme yaptırmamın, maça çıkmadan önce vücudumu traşlamamın nedeni bu. Saçlarını boyatan, kenarlarını kazıtan, ördüren oyuncular da var. ”
Murat Kazgan Dünya MMA Şampiyonası’nda 70 kiloda yarışacak. Forma girmek için beslenmesine çok dikkat ediyor. Günde 8 litre su içiyor, maksimum 140 gram karbonhidrat alıyor, bolca protein, sebze ve meyve tüketiyor. Mineral ve
C vitamini takviyesi yapıyor. Karaciğeri destekleyen D vitamini ve enginar özünü de ihmal etmiyor.
Aksiyon filminde oynamak isterim
* Bu tür müsabakaları Hollywood’un yakın takip ettiği de bilinir. Sizin orada keşfedilmek gibi bir derdiniz var mı?
Tabii ki öyle bir derdim yok. Ama Hollywood’un ilgi gösterdiği doğru... En son 40 milyon dolarlık bütçeyle yapılan A Takımı filminde oynayan Mr. T. lakaplı Laurence Tureaud dünyanın en ünlü MMA sporcularından biri; Rocky III’de de oynamıştı. Aynı şekilde ünlü MMA’ci, Quinton Rampage Jackson da birçok Hollywood yapımında başrol oynadı.
* İyi de sizin niye böyle bir derdiniz yok?
David Beckham’a benzetiliyorsunuz üstelik...
Evet, Beckham’a benzetenler oluyor. Benim önceliğim MMA sporunun Türkiye’de kabul görmesini sağlamak... Elbette Hollywood yapımı güzel bir aksiyon filminde rol almak isterim.
Bir defa izleyen, kesin müdavimi oluyor
* Biraz ilkel değil mi, bu spor?
Evet. Bu sporu çekici kılan da o. İki kişi karşı karşıya gelip binlerce insanın önünde dövüşüyoruz. Her şey serbest... Sadece ısırmak, saç çekmek, göze parmak sokmak gibi çirkinlikler yok. Eski çağlarda yaşasaydım, kesin gladyatör olurdum. Savaşçı bir ruhum var, dövüşmek içimde var.
* Spartacus dizisini izliyor muydunuz? O kadar vahşileşmiyorsunuz değil mi?
Yok, yok o kadar da değil. Amerika’da 70 bin-80 bin taraftarı olan bir spor bu. En önden izlemek isterseniz bilet fiyatları 10 bin dolarlara kadar çıkıyor. Seyirciyi sahaya çekmek için vahşiliğini biraz törpülediler zaten. Eskiden çıplak elle dövüşürdük, şimdi yarım eldiven giyme zorunluluğu geldi. Kafa atmak serbestti, şimdi yasaklandı.
* Nasıl bir izleyici kitlesi zevk alıyor bu spordan?
Hepimizin içinde şiddet ve vahşilik var. İzlemeye bir kez gelirseniz, müdavimi olacağınıza eminim. Amerika’nın en sevilen sporu beyzboldur. Kafes dövüşünün izlenme oranı beyzbolun yüzde 20 üstünde... MMA Türkiye’de çok yeni başladı. Bir gün futbolun bile önüne geçebilir.
* Rakibinize yumruk attınız. Adamın kaşını açtınız. Kanlar fışkırıyor ve siz dövüşe devam ediyorsunuz. Hiç rahatsız olmaz mısınız?
Yok. Kesinlikle etkilenmem. Tek amacım rakibimi yok etmek o anda... Etkilenecek insan dövüş sporu yapamaz zaten.
33 defa Türkiye şampiyonu oldum
* MMA’e nasıl başladınız?
86 doğumluyum. Biz Van Damme filmleriyle büyüdük. Chuck Noris’in karate eğitim videolarını izleye izleye karateyi öğrendim. Ayrıca gece gündüz Bruce Lee filmlerinin videolarını seyredip, evde kendi kendime uçan tekmeler atardım. Hızımı alamaz mahalledeki çocukları döverdim, okulda kavga çıkarırdım. Bizimkiler de bari bu işi sporcu olarak yapayım diye, 9 yaşında beni boksa başlattılar.
* Boksa başlayınca, mahalledeki çocuklar rahat etti mi?
Etti. İçimdeki enerjiyi ringde atmaya başladım. Sonra yanına serbest güreş eklendi. Bir süre sonra kick boks, thai boks, judo... Boks ve kick boksta milli sporcuyum. 33 tane Türkiye şampiyonluğum var.
* MMA’i nasıl keşfettiniz?
İnanmazsınız ama, MMA 2003 yılında PlayStation oyunu olarak karşıma çıktı. Tam bana göre bir spordu ve Tükiye’de yoktu. Hemen internetten eğitim DVD’lerini getirip kendi kendime çalıştım. Sonra da profesyonelleşmek için yurt dışında eğitimlere, kamplara katıldım. Türk MMA sporcusu olarak yavaş yavaş adımı duyurdum. 8 yıldan beri de bu sporu yapıyorum.
* İlk katıldığınız uluslararası turnuva hangisiydi?
2009 yılında İngiltere’de gerçekleşen büyük bir MMA organizasyonuna davet edildim. Bu Türkiye’de bir ilkti. Sonra döndüm ve Türkiye’de kendi spor okulumu kurdum. Kazgan MMA Academy adı altında... Şimdi burada yetişen birçok sporcu var. Bu sene benim takımımdan sekiz kişi profesyonel olarak hem Türkiye’de, hem uluslararası turnuvalarda Türkiye’yi temsil edecek.
* Türkiye’de organizasyon yapılmaya başladı mı?
Evet geçen sene 9 Temmuz’da Cafer Ağa Spor Kompleksinde ilk organizasyon yapıldı. 3000 kadar izleyici vardı. İlk sefere göre hiç fena bir rakam değildi.
Kuzey Güney’deki dövüş sahnelerinin kareografisi çok zayıf
* Türkiye’de dizilerden teklif geliyor mu?
Çok. En son Muhteşem Yüzyıl’dan savaşçı rolü teklifi geldi. Ama şu anda harıl harıl Dünya Şampiyonası’na hazırlandığımız için, hiçbirinin senaryosuna bile bakmadan reddediyoruz.
* Kuzey Güney dizisindeki dövüş sahnelerini nasıl buluyorsunuz?
Kıvanç’ın oyunculuğu bir kere mükemmel. Fiziği de yerinde... Dövüş sahnelerinde ise elinden gelenin en iyisini yaptığını düşünüyorum. Çünkü dövüşçü değil. Ama dövüşlerin kareografisi zayıf.
* Kuzey Güney’den teklif gelse...
Diziyi sevdiğim için, öncelikle kareograf olarak katılmak isterim, oyuncu olarak da yer almak isterim. Ama hepsi Dünya Şampiyonası’ndan sonra... O kemeri bir belimize takalım da...
İdolüm Joe Frazier
* Lakabınız Lord Pitbull. O niye?
Dövüş stilimle alâkalı. Çok agresif dövüşüyorum. Londra’da katıldığım müsabakadaki arkadaşlar taktı bu lakabı bana... Pitbull lakaplı çok dövüşçü olduğu için de “Onlar pitbullsa, sen onların lordusun” dediler.
* Bunun üzerine gidip bir pitbull mu aldınız?
Hayır. Frazier beş yıldır bende... Çocukluğumdan beri bir pitbullum olsun isterdim.
* Köpeğinize Joe Frazier’ın ismini mi verdiniz? Niye Muhammed Ali değil?
(Frazier tüm zamanların en iyi boksörlerinden biri)
Frazier tam bir dövüşçüydü; idolümdür. Muhammed Ali vur kaççıdır.
Las Vegas’ta sahaya kemeri almak için çıkacağım
* Şu Amerika’da dövüşeceğiniz yarışmadan bahseder misiniz?
MMA Dünya Şampiyonası... Las Vegas’ta 16 ülkenin sporcusunun yarıştığı, yaklaşık 40 bin seyircili bir şampiyona olacak. Eski kick boks dünya şampiyonu menajerim Birol Topuz’un kurduğu bağlantılar sayesinde katılıyorum bu şampiyonaya... Dünyanın en iyi dövüşçüsü de olsanız, iyi bir menajeriniz yoksa uluslararası turnuvalara katılamazsınız. 16 kişiden biri benim. Diğerleri de dünyanın en iyileri...
* Sizce bir şansınız var mı?
Maçlar eleme usulü olacak. 16 müsabaka var. Yani dört maçın dördünü da kazanan MMA Dünya Şampiyonu olacak. Tabii ki herkes kemeri almak için çıkacak oraya... Ben de çok iddialıyım.
* İyi de bu spor Türkiye’de çok yeni. Diğer sporcular çok daha iyi şartlarda, çok daha iyi antrenörlerle hazırlanmıyor mu?
Orası öyle... Kesinlikle eşit şartlarda hazırlanmıyoruz. Ben yurt dışından bana partner olabilmesi için parası neyse verip hoca getirtiyorum. Brezilya’dan, İsveç’ten getirttiğim MMA’cilerle çalışıyorum.
* Parayı nereden buluyorsunuz?
Spor salonundan kazandığım parayı kullanıyorum. Bir de sponsorum var. Yazıcı İnşaat’tan Oğuzhan Yazıcı...
* 1 milyon dolar para ödülü var. Para için mi katılıyorsunuz bu yarışmaya?
1 milyon dolar elbette çok güzel bir para... Ama esas hedef o kemeri almak. Bu, Türkiye için de müthiş bir turizm kapısı olacaktır. Geçen yıl Kanada’da yapılan ilk organizasyonu tüm dünyadan tam 55 bin kişi izledi.
* Parayı kazanırsanız, ne yapacaksınız?
Öncelikle her iki Yaka’ya da kafes dövüşünün yapılabileceği salonlar açacağım. Bu işi yapmak isteyen gençleri yetiştireceğim. Tüm hedefim bu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)